Kazdağları ve Mitoloji

Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi dokuz bin yıllık tarihe sahip Kaz Dağları da birçok mitosa sahip. Bir diğer adı İda olan bölgenin bu adı almasının nedeni mitolojide Tanrıların Kralı olarak bilinen Zeus’un burada doğduğuna ve süt annesinin İda olduğuna inanılması.

Aşk tanrıçası Afrodit, evlilik tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Athena arasında düzenlenen ilk güzellik yarışması da İda Dağı’nda yapılmış. Thetis ve Peleus’un düğününe çağrılmayan karmaşa tanrıçası Eris’in, düğün yerine üzerinde ‘en güzel için’ yazan bir altın elma bırakması bu güzellik yarışmasının yapılmasını sağlamış.

Afrodit, Hera ve Athena arasında çıkan ‘en güzel benim’ tartışmasında birinin karar vermesi için Zeus’a sorulmuş ama Zeus geriye kalan tanrıçaların hiddetinden çekindiği için ölümlü olan Paris’in seçim yapmasını istemiş.

Paris, ona dünyanın en güzel kadınının aşkını vadeden Afrodit’in teklifi karşısında kayıtsız kalamamış ve altın elmayı Afrodit’e vererek onun ilk güzellik yarışmasının birincisi olmasını sağlamış.

Homeros’un İlyada Destanı’nda da anlattığı İda Dağı, ırmakları, yaşayan hayvanları ve farklı güzelliği ile büyüleyen bir yer olarak betimlenmiş.

Yunan mitolojisinde tanrıların evlerinin olduğu, Zeus’un doğduğu ve ilk eşi Hera ile evlendiği, Paris’in öz babası tarafından terk edildiği ve yabani hayvan tarafından büyütüldüğü, Truva savaşının izlendiği, şeytanın İda’dan kaçarken ayak izlerinden birini bıraktığı İda Dağı yani Kaz Dağları bu anlamda da değerleniyor.

Türk mitolojisinde Kaz Dağları ile ilgili en çok anlatılan iki hikâye var: İlki Hasan ile Emine’nin aşkı (Hasan Boğuldu Göleti’ne adını veren), ikincisi ise güzelliği dillere destan olan Sarıkız’ın uğradığı iftiralardan sonra kendini bu dağlarda izole bir hayata bırakması.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir